Almanya, Holokost’un hatırlanması ve geçmişle yüzleşme konusunda özel bir tarihî sorumluluk taşımaktadır. Ancak son yıllarda endişe verici bir eğilim gözlemlenmektedir: Aşırı sağcı siyasetçiler, influencerlar ve medya figürleri tarafından Nazi dönemi ve Holokost’a dair tarihsel gerçeklerin sistematik biçimde çarpıtılması.

Bunun çarpıcı bir örneği, Alice Weidel’in (AfD) Elon Musk ile yaptığı bir röportajda Hitler’i “socialist guy” (sosyalist biri) olarak tanımlamasıdır. Bu, nasyonal sosyalist ideolojiyi bilinçli olarak yanlış yansıtan bir ifadedir. Bu tür açıklamalar, Holokost’un sorumluluğunu başka yöne çekmeyi ve aşırı sağ yapıları önemsizleştirmeyi amaçlamaktadır.

Bu çarpıtmalar, X (eski adıyla Twitter) ve YouTube gibi sosyal medya platformları üzerinden kasıtlı olarak yayılmaktadır. Aşırı sağcı aktörler ve influencerlar bu mecralardaki etkilerini kullanarak Nazi dönemine ilişkin yalan haberleri ve dezenformasyonu geniş kitlelere ulaştırmaktadır. YouTube ve X gibi platformlar, bu anlatıların çoğaltılması ve ardından sağ partiler ile onların destekçileri tarafından yaygınlaştırılması için merkez hâline gelmiştir.

Her ne kadar Almanya’da Holokost’un inkârı zaten cezai yaptırıma tabi olsa da (§ 130 StGB – Halkı kışkırtma), tarihî gerçeklerin siyasi manipülasyon amacıyla kasıtlı biçimde çarpıtılmasına ve Nazi suçlularının yüceltilmesine karşı açık bir yasal sınır henüz bulunmamaktadır.

NS döneminin çarpıtılmasının yanı sıra, bir başka tehlikeli gelişme de NS suçlularının aşırı sağcı gruplar ve siyasetçiler tarafından kahramanlaştırılmasıdır. Örneğin Maximilian Krah (AfD), SS subaylarını “hepsi suçlu değildi” sözleriyle küçümsemiştir.

Mevcut yasal durum, bu tür çarpıtmalara, yanlış anlatımlara, önemsizleştirmelere ve sözde kahramanlık yüceltmelerine — ifade özgürlüğü kisvesi altında — kapı aralamaktadır. Oysa tüm bunlar, “Bir daha asla!” ilkesini zayıflatmakta ve toplumumuz için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu süreç, zamanla bizi tarihin en karanlık dönemine yeniden yaklaştırabilir.

Göçmen kökenli insanlar, sağcı politikalardan genellikle ilk ve en fazla etkilenen kesimdir. Bu nedenle, bu dilekçede onların sesinin güçlü ve görünür olması özellikle önemlidir